SİGARA, kanser, kalp krizi, KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalıkları) ve dolaşım bozuklukları gibi insan hayatını tehdit eden pek çok hastalığın bilinen en önemli sebebidir. Buna rağmen hala milyonlarca insan tarafından kullanılmaya devam edilen sigara, günümüzde toplumsal bir sorun haline gelmiştir. Sigaraya bağlı olarak gelişen hastalıkların neden olduğu işgücü kaybını ve bu hastalıkların tedavisi için ayrılan bütçeyi dikkate alan pek çok ülke; sigaranın tüketilmesini önlemeye yönelik politikalar geliştirmektedir. Ülkemizde de son yıllarda çıkarılan yasalar ile gençlerin sigaranın zararlarından korunmasına yönelik önlemler alınmaya çalışılmaktadır.
Çıkarılan bütün bu yasalara rağmen asıl önemli olan, toplumun sigaranın zararlarına karşı bilinçlendirilmesi ve eğitilmesidir.
Öncelikle araştırmamız gereken, insanların hangi sebeple sigaraya başladığını tespit etmektir. Bunun pek çok sebebi olabileceği gibi en bilinenleri; stresi azaltma, bir grubun parçası olma isteği, kilo kontrolü ve sigaranın uyarıcı olarak kullanılmasıdır.

10 SANİYEDE KANA KARIŞIYOR
Bunları yanında sigaranın insan biyokimyasında pek çok değişiklikler yaptığı bilinmektedir. Özellikle nikotin, vücuttaki adrenalin, insülin ve dopamine üzerine etkilidir. Sigara dumanının solunum yoluyla akciğerlere ulaşmasının ardından yaklaşık 10 saniye sonra nikotin hızlı bir şekilde kana geçmekte ve beyni etkilemeye başlamaktadır. Nikotine vücudun verdiği ilk tepki adrenalin salgılanmasıdır. Buna bağlı olarak nabız hızlanır, hızlı ve yüzeyel solunum başlar. Ayrıca adrenalin kana aşırı glikoz salınmasına neden olur.

NEDEN FAZLA ACIKIYOR SUNUZ?
Bunun yanında nikotin pankreastan insülin salınmasını baskılayarak, geçici olarak kan şekerinin hafifçe yükselmesine ve kişinin açlık hissinin bastırılmasına neden olur. Bu da sigarayı bırakan kişilerin neden çok fazla acıktığını açıklar. Araştırmalar nikotinin beyindeki dopamin seviyelerini arttırdığını göstermiştir. Bu da insanların kendini daha iyi hissetmesine ve geçici olarak mutlu olmasını sağlar. Her sigara içildiğinde bu hormonal değişikler nedeniyle kişi kendisini daha iyi hisseder ve bu mutluluğun devamı için tekrar sigara içer.
İşte sigara bağımlılığının gerçek sebebi bu yaşanan geçici mutluluklardır. Sigara bırakıldığında, vücudun alıştığı bu hormonal değişikliklerin olmaması kişilerin yoksunluk semptomlarının (anksiyete, huzursuzluk, uykusuzluk, baş ağrısı, yorgunluk, iştah değişiklikleri) ortaya çıkmasına neden olur.

YOKSUNLUK SEMPTOMLARI AZALIR
Bütün dünyada sigarayı bırakmak isteyenlere yardımcı olacak pek çok yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları ilaç tedavisi, psikoterapi, hipnoz, nikotin flasterleri ve akupunkturdur. Bu yöntemler içinde en sık kullanılan yöntemlerden birisi olan akupunkturun etki mekanizması tamamen yukarıda anlatılan biyokimyasal değişikliklere vücudun daha iyi uyum sağlaması üzerinden açıklanabilir. Akupunkturun beyindeki adrenalin ve dopamin salınımını arttırdığı, dolayısıyla bu hormonların beyindeki seviyelerinin arttığı ispatlanmıştır. Sigaranın kesildiği erken dönemlerde akupunktur yapılmasının, bu nörotransmitterlerin kana salınımını arttırdığı, dolayısıyla yoksunluk semptomlarının daha az hissedildiği görüşü benimsenmiştir.

Akupunktur tedavisi için başlıca iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlardan ilki özellikle Fransa’da yaygın olarak kullanılan kulak akupunkturudur. Bu yöntemde her insanın kulağında bulunan akupunktur noktalarına bu iş için üretilmiş özel iğneler takılır. Bu iğneler yaklaşık bir hafta süreyle yerinde kalır. Bir haftanın sonunda çıkarılarak yenileri takılır. Diğer yöntemde vücuttaki akupunktur noktalarına geçici iğneler takılması yöntemidir. Bu yöntemler ayrı ayrı kullanılabileceği gibi birlikte de kullanılabilir. Kliniğimizde sigarayı bırakmak isteyenlere akupunktur yöntemi mora terapi ile birlikte başarı ile uygulanmaktadır.

SİGARA VE MORA TERAPİ
Mora terapi ise bir BİORESONANS terapi yöntemidir. Mora özel bir bioresonans tedavisi isimdir. BİORESONANS çok kısa olarak maddelerinin çevresine yaydığı frekansları kullanarak, vücudun o maddeye karşı energetik bir yolla uyarılma işlemidir. Vücut için zararlı veya tolere edilemeyen maddelerin vücuda herhangi bir yolla girmesi vücudu yorar ve yük oluşturur. Bu zararlı maddeler vücudun metabolik fonksiyonunu bozarak zarar verir. Buna da hücreden başlar; doku ve organları etkileyerek hastalık oluşur. Vücut taşıdığı yükün özelliğine ve toksik etkisine göre kendisini ayarlar ve buna göre çalışır. Buna ALIŞKANLIK ya da tiryakilik denir. Yani sigara içen kişinin kısa aralıklarla (20-30 dakika) sigara içmek istemesi veya çok ekmek yiyen kişinin daima ekmek yemek istemesi gibi örnekler verilebilir. BİORESONANS yöntemi ile alışkanlık tedavisi oldukça kolaydır. Bioresonas ya da mora tedavisi ile tüm alışkanlıklar kolayca tedavi edilir. Bu tedavide alışkanlık oluşturarak vücudun normal fonksiyonlarını bozan maddelerin vücuttaki iyi ve kötü frekansları, hücresel detox yolu ile vücuttan uzaklaştırılmakta ve sonuçta vücut temizlenmekte ve normal fonksiyonlarına kavuşmaktadır. Bu yolla sigara bırakanlarda görülen yoksunluk semptomları daha az hissedilmektedir.
Sigara bırakmada BİORESONANS ve AKUPUNKTUR terapi yöntemleri birlikte kullanılarak daha da etkili olmakta ve başarı oranları daha da yükselmekte yüzde  95’leri yakalamaktadır.

Önceki İçerik‘Akupunktura güvenin’
Sonraki İçerikDiyabet nedir?